Yükleniyor...

SOSYOMETRİ

SOSYOMETRİ

img

Jacop Levy Moreno’nun (1889-1974) ortaya koyduğu; pragmatik ve eyleme yönelik bir yaşam felsefesi olarak tanımladığı Sosyometri yaklaşımı (ki artık buna kuram deniyor) 1921-1925 yılları arasında Avrupa’da şekillenmiş; 1925-1950 yıllarında Amerika’da gelişmiş ve daha sonra tüm dünyaya yayılmıştır.

Moreno, 1934 yılında yayınladığı “Who Shall Survive” (Yarına Kim Kalacak) adlı kitabında, sosyal evrenin biyolojik evrene benzerliğine vurgu yaparak, biyolojik evrende avantajlı olanların yaşama şansları nasıl daha fazla ise sosyal evrende de kişiler arası ilişkiler açısından avantajlı olanların varlıklarını sürdürme şanslarının fazla olacağını söylemiştir. Yine fizik ve biyolojik evrende mevcut olan çekme ve itme güçleri gibi (yıldızlar veya molekül yapılarındaki gibi) sosyal evrende de sempati ve empati gibi güçlerin olduğunu belirtmiştir. Moreno insanı, kozmik gerçeğin bir parçası olarak tanımlamış ve tıpkı evrenin başlangıcından beri var olan üç kozmik olgunun insan gelişimi için de önemini vurgulamıştır, bunlar; eylem, spontanlık ve yaratıcılıktır.  Moreno, sosyometrinin iki tekniğinden söz etmiştir. Bunlar; grup teknikleri (sosyometri testi, sosyometrik algı testi, sosyometrik soru cetveli, tanışmalar testi ve rol testidir) ve eylem teknikleridir (psikodrama, sosyodrama, spontanlık testi, rol oynama testi vb.).

Moreno, sosyometrinin eylem tekniklerinden olan psikodramayı, duygu ve düşüncelerin eylemle ifadesini içeren bir grup psikoterapisi yöntemi olarak sunmuştur. Psikodrama,  “pysche”  (ruhsal) ve “drama” (eylem/oyun) kelimelerinden oluşur. Kelime olarak “ruh dünyamızın eyleme dönüşmesi” anlamına gelir. Çocukluk döneminde yaşanan duygu ve düşünceler,  psikodrama sahnesinde eylemle yeniden canlanır. Moreno, bireylerin psikodrama sahnesinde geçmiş yaşantılarını tekrar canlandırmalarının, bu yaşantılardan doğan sıkıntılardan kurtulmayı sağlayacağını ileri sürmüştür. Moreno, spontanlık olmadan yaratıcılığın gelişmeyeceğini; yaratıcılığının engellenmesi durumunda bazı ruhsal sorunların ortaya çıkacağını ve bu sorunların da psikodrama ile düzeltilebileceğini söylemiştir. Böylece psikodrama, spontanlık, yaratıcılık ve empati becerisinin gelişmesini sağlar; günlük yaşamdaki rollere alışmayı sağlar; yeni durumlarla baş etme olanağı sağlar ve bilinç ve bilinç dışındaki sorunların ele alınmasına olanak verir.